MHD (Mülteci Hakları Derneği) ve KISA (Eşitlik, Destek ve Irkçılık Karşıtı Hareket) Barbaros Şansal’ın 2 Ocak 2017 tarihinde, Kıbrıs’ın kuzeyinden, Türkiye’ye sınırdışı edilmesini kınar ve Kıbrıslı Türk yetkililere insanların zulme geri gönderilmemesine dair olan uluslararası sorumluklarını hatırlatır. Şansal, Pazartesi gecesi, sınırdışı edilmesinden dakikalar sonra, kalabalık bir grup tarafından linç edilmeye çalışıldı[i].
Barbaros Şansal’ı sınırdışı etme kararı mahkum edildiği bir suçtan ötürü yaklaşık bir yıl önce alınmıştı. Yetkililer, Fasıl 105’in onlara verdiği takdir yetkisini kullanarak, bu kararı uygulamamaya karar vermişlerdi. Kıbrıslı Türk yetkililer, 2 Ocak 2017 tarihinde Barbaros Şansal’ın sosyal medyada paylaştığı Türkiye Devletini eleştiren bir videodan[ii] iki gün sonra uygulamaya karar verdi. Bu yaşananlar, sadece ifade özgürlüğünü ihlal etmekle kalmamakta, aynı zamanda da kişilerin zulüm görecekleri yerlere her ne şekilde olursa olsun geri gönderilmelerini veya sınırdışı edilmelerini yasaklayan mutlak non-refoulementi (geri göndermeme) ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir. Türkiye’ye varışında, hava alanında linç edilen Barbaros Şansal, akabinde polis tarafından tutuklanmış ve hala daha da tutuklu bulunmaktadır.
İlgili yetkililerin ivedilikle aşağıdaki sorulara cevap vermelerini talep etmekteyiz:
- Barbaros Şansal’ın 2 Ocak 2017 tarihinde sınırdışı işleminin icra edilmesine dair kararın temeli neydi?
- Sosyal medyada paylaşılan video sınırdışı işleminin icra edilmesine dair kararın alınmasında bir etken miydi ve eğer öyle ise hangi temellerde etkendi?
- Sınırdışı işleminin akabinde, siyasi görüşleri ve cinsel yöneliminden ötürü insan hakları ihlallerine maruz kalma ihtimali Kıbrıslı Türk yetkililer tarafından bu kararın alınmasında dikkate alındı mı?
- Barbaros Şansal’ı “sebepsiz tokatlanması gereken tip”, “Türkiye’ye küfür eden bu adi adam” gibi ifadelerle hedef gösteren gazeteci ve medya şirketleri aleyhinde herhangi bir soruşturma başlatıldı mı?
- Barbaros Şansal’a yönelik, açıkça şiddete tahrik eden olan, cinsel yönelimi temelinde yöneltilen nefret söylemi ve tehditlere karşı herhangi bir soruşturma başlatıldı mı?
İnsan hakları ve mülteci haklarının açıkça ihlali olan bu olayın etkin, ivedilikle, tarafsız ve bağımsız olarak soruşturulması ve bu soruşturmanın sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz. Aynı zamanda, Kıbrıslı Türk yetkililere, gelecekte benzeri olaylarla karşılaşmamak için, geri göndermeme yükümlülüğü ve insan haklarına saygı için gerekli tüm önlemleri almaları için çağrı yaparız.
[ii] Şansal, sosyal medyada paylaştığı videoda “Bu kadar gazeteci tutukluyken, bu kadar çocuk taciz ve tecavüze uğrarken bu kadar yolsuzluk, rüşvet almış başını giderken, bağnazlar tebliğcilerle birlikte sokaklarda pislik dağıtırken siz hala yeni yılı mı kutluyorsunuz? Bokunda boğul Türkiye” demişti. Aynı zamanda da, takipçilerine adanın iki kesimindeki insanların farklı zaman dilimlerinde olduğunu “Şu an kuzey Kıbrıs Türkiye’ye göre, yani öyle bir baskı olduğu için yeni yıla girdi. Kıbrıs Cumhuriyetinin daha girmesine bir saat var.” sözleriyle hatırlatmıştı.
